Genç yazar Oğuzhan Koçak, toplumsal ilişkilerde sadakat, güven ve dürüstlük temalarını ele aldığı “Empoze Hayatlar” kitabının ikinci baskısını Ateş Yayınları etiketiyle okurlarla buluşturdu. Aldatma, güven kaybı ve psikolojik travma gibi günümüz ilişkilerinin temel sorunlarına ışık tutan kitap, yayımlandığı ilk günden bu yana büyük yankı uyandırdı.
“Aldatılmam beni yazmaya yönlendirdi”
Kitabın ortaya çıkış sürecini anlatan Oğuzhan Koçak, yaşadığı bir olayın yazarlık serüveninde dönüm noktası olduğunu söyledi: “Efendim merhabalar, ismim Oğuzhan Koçak. Aydın Söke’de yaşıyorum, aslen Karadenizliyim. Uzun yıllardır yazıyla ilgileniyordum ama kitabı yazma fikrim yaklaşık iki yıl önce yaşadığım bir olayla şekillendi. Aldatıldım. Bu olay beni derinden sarstı ve insan ilişkilerinde ne kadar çok sahte duyguların, yalanların, manipülasyonların yaşandığını fark ettim. Bu duygularla kaleme aldığım Empoze Hayatlar aslında bir hesaplaşma değil, bir farkındalık çağrısıdır.”
“Son on yılda kadın-erkek ilişkilerinde büyük bir değişim yaşandı”
Koçak, kitabında özellikle son on yılda kadın ve erkek ilişkilerinde yaşanan değişimlere, toplumsal değerlerin dönüşümüne ve bireylerin duygusal dürüstlükle sınanmasına dikkat çektiğini belirtti: “Son yıllarda kadınların da erkekler kadar aldatmaya yöneldiğini gözlemliyoruz. Ancak bu kitapta ne kadınları ne erkekleri hedef aldım. Ben sadece toplumumuzda giderek normalleşen bir olguyu anlattım. Kadınların da, erkeklerin de yaşadığı travmaları, kırılmaları, psikolojik çöküntüleri kaleme aldım. Çünkü aldatmak sadece bir kişiyi değil, bir aileyi, hatta toplumu etkileyen bir davranıştır.”
“Aldatan kişi aslında kendisini aldatır”
Oğuzhan Koçak, kitabının merkezinde dürüstlük ve öz saygı kavramlarının yer aldığını söyledi: “Aldatmak dünyanın en kötü psikolojik travmalarından biridir. Sevmiyorsak bile dürüst olmalıyız. İstemiyorsak, bunu açıkça söyleyip güzellikle ayrılmalıyız. Çünkü aldatmak karşımızdakini değil, aslında kendimizi kandırmaktır. Ben bunu bizzat yaşayarak öğrendim. Kitabımda bu duyguların iç yüzünü, bir insanın ihanete uğradığında nasıl değiştiğini anlatmaya çalıştım.”
“Başta eleştirildim ama sonra destek gördüm”
Koçak, kitabın yayımlanmasının ardından ilk dönemde bazı tepkiler aldığını, ancak zamanla okurların kitabın mesajını anladığını söyledi: “İlk başlarda bazı kesimler beni yanlış anladı. ‘Kadınları kötü gösteriyorsunuz, onları karalıyorsunuz’ dediler. Ama kitabı gerçekten okuyan herkes, amacımın kimseyi suçlamak değil, toplumsal bir gerçeği anlatmak olduğunu gördü. Özellikle kadın okurlardan gelen mesajlar beni çok duygulandırdı. Pek çok kadın, ‘biz de bu hikâyelerde kendimizi bulduk’ dedi. Bu, benim için en büyük başarıdır.”
“Yeni kitabımda erkeklerin sessizliğini ele alıyorum”
Yazar, şu anda üzerinde çalıştığı ikinci kitabında ise toplumsal cinsiyet rollerine farklı bir açıdan yaklaşacağını açıkladı: “Yeni kitabımda bu kez bazı erkeklerin, eşlerinin hatalarına nasıl sessiz kaldığını, görmezden geldiğini ve bunun ilişkilere nasıl zarar verdiğini anlatıyorum. Çünkü sadakat sadece bir cinsiyete özgü değildir. Her iki tarafın da sorumluluğu vardır. Amacım kimseyi yargılamak değil; insanların birbirine, sevgiye ve dürüstlüğe yeniden inanmalarını sağlamak.”
News
