Eskişehirliler Filistin’e destek için spor salonunu doldurdu

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

" />

Eskişehir Kardeşlik Platformu’nun Askon sponsorluğunda Şehit Anıl Gül Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirdiği Filistin’le Dayanışma Gecesi’ne Ak Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Ak Parti MKYK Üyesi Ali Demirel, Ak Parti Eskişehir İl Başkanı Süleyman Reyhan, ASKON Eskişehir Şube Başkanı Ali Semih Ünlü,  Ak Parti Odunpazarı Belediye Başkan Aday Adayı Büyükşehir ve Odunpazarı Belediyeleri Grup Başkan Vekili Murat Özcan, Ak Parti Odunpazarı Belediye Başkan Aday Adayı Av. Ali Acar, Ak Parti Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Ahmet Sivri, İl Müftüsü Bekir Gerek, Eğitim-Bir Sen Eskişehir Şube Başkanı İbrahim Akar, Eskişehir Elektrikçiler Odası Başkanı Ahmet Namık Akdoğan’ın da aralarında bulunduğu binlerce kişi katıldı.

Dursun Ali Erzincanlı, Şair-yazar Nurullah Genç ve Grup Yürüyüşün katıldığı program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. İlk olarak Dursun Ali Erzincanlı’nın sahne aldığı gecede Peygamber Efendimiz için yazdığı şiirlerini seslendirerek Eskişehirlilere duygu dolu anlar yaşattı. Gazze’de yaşananlar konusunda düşüncelerini aktaran Erzincanlı, “elimizden gelen gayreti göstermemiz lazım. Dualarımızda Filistinli kardeşlerimizi asla unutmayalım.” şeklinde konuştu.

Nurullah Genç, Gazze’de yaşanan drama dikkat çekti!

Geceye konuşmacı olarak katılan şair Nurullah Genç, Gazze’de yaşanan drama değinerek, dünyanın sessiz kalmasını eleştirerek; “Dünyanın adaleti kalmadı. Biz burada konuşurken, Gazze yerle bir oluyor. Bu dünyanın neye ihtiyacı var insanlığın bir düşünmesi lazım. Acaba bir gün dünya insanlığını uyandırabilir miyiz diye bir hayalim var. Hülya demek güzel hayal demektir benim Hülyam, bu insanlığın ay yıldızın gölgesinde bir kez daha bir araya gelsin. Çünkü bu bayrak altında hiçbir mazlum ölmedi. Biz insanlarımıza Batı’yı öğretemedik. Batı’da medeniyet yoktur. Batı’da çıkarcılık vardır ancak bizim anlayışımızda merhamet vardır. Ateş şu an Gazze’de. Ukrayna’da ölen mazlumların kanı da Gazze’de ölen mazlumların kanı da Amerika’nın üzerindedir. Çünkü Amerika olmasa İsrail olmazdı.” dedi.

Biz geride kaldığımız için Müslüman Coğrafyası acı çekiyor

Düşmanımızın silahıyla donanmalıyız ifadelerini kullanan Genç; “Dua ederek, çalışarak, gelişerek güçlü duruma gelmeliyiz. Bu gidişatı değiştirebilmek için bu şart. Rabbimize güveneceğiz, çalışacağız, düşmanlarımızı geçeceğiz. Güçlü olacağız. Güçlü olsaydık bunları yapamazlardı.   Müslüman coğrafyası, özgürlüğü, adaleti temin etmeli. Bunu batıdan Amerika’dan beklemememiz gerekiyor. Amerikan rüyası olmaz, kabusu olur. Kızılderilileri yok etmişler ve Amerika’yı ele geçirmişlerdir. Afrika’ya, Kızılderelilere acı çektirenler, zulmedenler sömürenler milyonlarca insanı yok edenlerle Gazze’deki zulmü yapanlar aynıdır. Bunu anlamamız lazım. Netenyahu ağzıyla ülkemizde konuşanlar var. Bunlar  canımızı yakıyor. Kendimize gelmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.  

Batı medeniyetinden hala umut bekleyenlerin olduğunu söyleyen Şair Genç, “Batıyı iyi tanıyamadık. Batı medeniyetini Guguk Kuşu üzerinden örnek vereyim. Batı medeniyeti bir Guguk Kuşu’dur. Guguk Kuşu yuva yapmaz. Güzel bir yuva görürse oraya bir yumurta bırakır. Guguk Kuşu’nun yavrusu da 12 günde doğar ve yuvayı tahrip eder. İnsanlar Guguk Kuşu gibi olamaz çünkü Allah bize akıl vermiş Batı medeniyeti Guguk Kuşu medeniyetidir. O yüzden uyanık olmalıyız. Guguk Kuşu anlayışlıları fark etmeliyiz. Tüm dünya İsrail’in sapıklığını seyrediyor. Orta Doğu Amerika’nın menfaat pazarıdır. Orada ölen çocuklar umurunda değil bazılarının. Merhamet her kalbe nasip olmayacak masumiyetin adıdır diyor İbn-i Haldun. İsrail demek sapıklık demektir ve tüm dünya İsrail’in sapıklığını seyrediyor. Biz insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışının temsilcileriyiz. Biz gönüller sultanı bir milletin evladıyız. Hala onlarda Osmanlı’dan hesap sorma düşüncesi var. Bunu yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu dünyanın bizim milletimize ihtiyacı var. Daha adil bir dünya mümkün demek bu dünyanın ihtiyacıdır.” şeklinde konuştu.

Program Grup Yürüyüş’ün seslendirdiği ezgi ve marşlarla sona erdi.