DOLAR 34,8092 0.33%
EURO 36,8560 0.08%
ALTIN 2.950,700,56
BITCOIN 3416602-3,55%
Eskişehir

PARÇALI BULUTLU

13:00

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

X
“Eskişehir’in geleceği, geleceğin Eskişehir’i” konuşuldu 
  • Medya26
  • Eskişehir
  • “Eskişehir’in geleceği, geleceğin Eskişehir’i” konuşuldu 

“Eskişehir’in geleceği, geleceğin Eskişehir’i” konuşuldu 

Genel koordinatör Oral Büyüksarı Katılımcılara, Eskişehir’in neden havacılıkla ilgili önemli bir yer de bulunduğunu anlattı. Havacılıkta askeri havacılık,sivil havacılık,teknisyen, kuleci, pilot gibi branşlarda eğitimin olduğu bir havacılık kenti olduğu, aynı zamanda sanayisi ve dört tane havaalanı ile dünyadaki havacılık kentleri arasında sayılan önemli bir merkez olduğunu hatırlattı.

ABONE OL
Kasım 29, 2023 22:22
“Eskişehir’in geleceği, geleceğin Eskişehir’i” konuşuldu 
0

BEĞENDİM

ABONE OL
" />

Tepebaşı Belediyesi Vecihi Hürkuş Havacılık Müzesi’nde hafta sonu yapılan toplantı, “Eskişehir’in geleceği, geleceğin Eskişehir’i “ konu başlığı ile eski devlet Bakanı İbrahim Yaşar DEDELEK’in ‘Hoşgeldiniz’ konuşması ile başladı.

Genel koordinatör Kaptan Pilot Oral BÜYÜKSARI katılımcılara, Eskişehir’in neden havacılıkla ilgili önemli bir yerde bulunduğunu anlattı. Havacılıkta askeri havacılık, sivil havacılık,teknisyen, kuleci, pilot gibi branşlarda eğitimin olduğu bir havacılık kenti olduğu, aynı zamanda sanayisi ve dört tane havaalanı ile dünyadaki havacılık kentleri arasında sayılan önemli bir merkez olduğunu hatırlattı.

İlk konuşmacı olarak söz alan SHGM eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay ERDAĞI, “Biz SHGM’de çalışırken temel amacımız, Türk sivil havacılık endüstrisinin sürdürülebilir bir büyüme sonucunda, yolcu ve kargo taşımacılığı, hava aracı bakım onarım ve üretim, başta pilot, mühendis ve teknisyen olmak üzere havacılık eğitimi, insansız hava aracı üretimi konularında bölgesel bir güç olabilmek için yasal ve kültürel alt yapı oluşturmaktı. Sanıyorum ki bizden önceki yöneticilerin de temel amacı buydu. Bu hedeflere büyük ölçüde ulaşılmıştır. Bunu şunun için vurgulamak zorunda kaldım: Türkiye’deki sivil havacılık endüstrisinin gelişimini belirli bir zaman dilimine, yani son birkaç yıla sıkıştırmak çok doğru bir yaklaşım değildir.

Aslında ülkemizdeki havacılık faaliyetleri, dünya havacılığının henüz başlangıç yılları olan 1912 yılında, bu gün yolcu trafiğine ve havacılık faaliyetlerine kapatılan, Türkiye’deki havacılığın labaratuvarı sayılan ve biz havacıların yetişmesinde çok büyük katkısı olan  İstanbul Yeşilköy Havaalanı’nda (AHL) başlamıştır. Cumhuriyetin ilanı, hatta TBMM’nin kurulması ile birlikte, havacılıkta büyük organizasyonlara ve modernizasyona gidilmiştir. Gerek uçak sayısı ve yolcu taşımacılığı, gerekse uçak bakım ve üretiminde büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Ayrıca o günkü Avrupa’da havacılık faaliyetlerinin en yoğun olduğu ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Dünyada havacılık faaliyetlerinin en yoğun olduğu dört ülkeden birisi de Türkiye’ydi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında bizzat Atatürk tarafından koordine edilen havacılık faaliyetlerinde, Amatör, Sportif ve Genel Havacılık ön planda tutularak havacılığın yaygınlaşarak kurumsallaşması ve halka mal edilmesinin hedeflendiği anlaşılmaktadır. Geldiğimiz noktada bir ülkedeki havacılık faaliyetlerinin gelişiminin, söz konusu havacılık faaliyetlerinin gelişimiyle ölçüldüğünü düşünürsek, Atatürk’ün öngörülerinin doğruluğunu ve değerini bir kez daha kabul etmek zorunda kalırız. THY’nin çok uçağa sahip olması ve dünyada en çok noktaya uçması ülkemizdeki havacılığın gelişmişlik düzeyini göstermesinden daha çok büyük bir hava yoluna sahip olduğumuzun göstergesidir.

16 Şubat 1925 yılında bizzat Atatürk’ün emirleriyle, uçak üretimi de dahil havacılık sanayisini kurmak, havacılığın gelişmesini sağlamak üzere ülkenin geleceğine de yol gösteren “İstikbal Göklerdedir” sözü doğrultusunda, şu anda Türk Hava Kurumu adını alan Türkiye Tayyare Cemiyeti’nin kurulması Türk Sivil Havacılık tarihi bakımından bir dönüm noktasıdır. Ayrıca, 1925 yılından başlayarak ilk Türk uçağı Vecihi K-VI’nın tasarımı, imali ve uçması, 1926 yılında Kayseri’de uçak fabrikasının kurulması, 1930 yılında Vecihi-XIV uçağının imalatı ve Çekoslavakya’da sertifikasyonu ki bu konu Türk sivil havacılığı bakımından ibret vericidir, 1932 yılında Kayseri’de toplamda 54 uçağın üretilmesi, 1933 yılında bugünkü THY’nin ilk nüvesini oluşturan Devlet Hava Yollarının kurulması, 1937 yılında dünyada belki de bir ilk olan özel sektör eliyle kurulan Nuri Demirağ uçak fabrikasının ve 1940 yılında THK tarafından Etimesgut Uçak Fabrikasının kurulması da çok büyük başarıdır. Başta THK’nun faaliyetleri olmak üzere tüm bu havacılık faaliyetlerinde Eskişehir’in yeri yadsınamaz. Atatürk’ün havacılık ile ilgili söylediği sözlerin büyük bir çoğunluğunu Eskişehir’de söylediği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi Türkiye’deki özel ve devlete ait uçak fabrikalarının kapatılması konusunda çeşitli rivayetler ve sehir efsaneleri anlatılmaktadır. Ancak bana göre en büyük engel o günkü Türk ekonomisinin gücünün ve büyüklüğünün uçak sanayinin kurulup geliştirilmesine yeterli olmamasıdır. Nitekim Atatürk’ün emirleriyle kurulmasına karar verilen THK için bile 40 bin Tl çok zor bulunmuştur. Ünlü tarihçi Cemal Kutay’ın bu konudaki yazıları okunursa gerçek daha iyi anlaşılır. Gerçek şudur ki Türkiye bu günde uçak üretememektedir. Özellikle de sertifikasyon konusunda yaşanan sorunlar ortadadır.

Ayrıca, Türkiye’nin 7 Aralık 1945 tarihinde Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), 1956 yılında Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC) ve 1988 yılında Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyet Teşkilatı EUROCONTROL ve 2001 yılında daha sonra kapatılarak Türkiye’nin dışarda bırakılarak sadece AB üyesi ülkelerin üye olabildiği EASA’nın kurulduğu Ortak Havacılık Otoriteler Birliği (JAA) üye olarak evrensel standartlarda havacılık yapması da Türk sivil havacılık tarihi bakımından bir başka dönüm noktasıdır.

Ancak, 70 üniversitenin 77 bölümünde havacılık eğitimi verilen ve her yıl yaklaşık 15 bin öğrencinin mezun edildiği ülkemizde uluslararası standartlarda eğitim verilmediği için bu kuruluşlarda çalışan Türk sayısı bir elin parmakları kadar azdır ve bu çok üzücüdür. Mezun olan bu 15 bin öğrencinin yaklaşık olarak 2000’nin ancak iş bulduğu, geriye kalanların ise hipermarketlerde ve pastanelerde çalıştığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Havacılık eğitimi veren ilk üniversite olan bugünkü Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin havacılık eğitim kalitesinin artırılmasına öncülük etmesi gerekir. 

Elbette ki 1983 yılında yayımlanan 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunuyla özel sektörün de hava yolu, havaalanı ve terminal kurup işletmesine olanak sağlanması Türk sivil havacılığının uluslararası standartların da çok üzerinde gelişimine olanak sağlamıştır. Özellikle de 2003 yılından başlayarak hava taşımacılığımızın serbestleştirilmesi iç ve dış hatlarda yolcu ve kargo taşımacılığımızın Avrupa’da ilk üçte, Dünya’da ise ilk onda olmasına imkan sağlamıştır. Ülkemiz, 1.6 milyar insanın yaşadığı 36 milyar ABD Doları GSMH ve 7.6 Trilyon ABD Doları ticaret hacmine sahip ülkelere sadece 4 saat uçuş mesafesindedir. Ülkemin mevcut coğrafi durumu havacılık sektörümüzü tetikleyici niteliktedir. Geldiğimiz noktada bu gelişmeleri dikkate alarak Türkiye’nin askeri ve sivil tüm imkan ve kabiliyetleri bir araya getirerek, ve gerekli koordinasyonu da sağlayarak, 20-100 koltuk kapasiteli bölgesel uçak üretmesi şarttır. Ülkemizde bu imkanlar mevcuttur, yapılması gereken siyasi karar alınarak düğmeye basılmasıdır. Yaklaşık 20 milyon öğrenci bulunan ülkemizde öğrencilerin ve gençlerin uzay ve uçak sanayi teknolojisiyle iç içe büyümelerine imkan sağlanmalıdır.

Eskişehir özelinde konuya bakacak olursak, havacılık sanayi ve kombine taşımacılık (Hava, Kara, Demir Yolu, Boru Hatlarıyla ve Deniz Taşımacılığı) konularında çok iyi bir alt yapıya sahip olunduğu anlaşılmaktadır. Bu taşıma modları arasında gerekli entegrasyon ve koordinasyonun sağlanarak, Eskişehir’in bir HUB haline getirilememiş olması büyük bir eksikliktir. Bu konuda bir stratejik plan var mı bilmiyorum, varsa neden uygulanmıyor, yoksa üç devlet üniversitesinin bulunduğu bu şehirde büyük bir eksiklik değil mi? Bu konuda mutlaka kısa, orta ve uzun vadeli stratejik planlar yapılarak yürürlüğe koyup uygulanmasını sağlamak şarttır.” ifadelerini kullandı.

Toplantıda söz alana SHGM E. Genel Md. Yrd. Haydar YALÇIN ise  şunları söyledi; “Türkiye’deki en eski & havacılık Alanındaki okul eskiden Anadolu Üniversitesi İken şimdi Yeni ismi ile ESTÜ ‘dür, gurur duyulması gerek. Özellikle Son 10 yıldır takipteyiz . Akademik kadroda Prof arttığı dönemde, İlerlemeye sağlayacak ve Dünya ile entegre olacaktır. Havacılık’a Önce bölgesel sonrasında global düzeye taşımak gerekir. Havacılık Oluşturan insan Unsurunun İngilizce konusunda yeterli düzeye çıkardıktan sonra Havayolu yer hizmetleri , bakim alanında Bütün branşlarında sektöre kazandırmak gerekir. Pilot , teknisyen gibi İNSAN KAYNAĞI önemlidir.

Daha sonra SHGM E. Genel Md. Yrd. Haydar Yalçın ; 

“Türkiye’deki en eski & havacılık Alanındaki okul eskiden Anadolu Üniversitesi İken şimdi Yeni ismi ile ESTÜ ‘dür, gurur duyulması gerek. Özellikle Son 10 yıldır takipteyiz . Akademik kadroda Prof arttığı dönemde, İlerlemeye sağlayacak ve Dünya ile entegre olacaktır. Havacılık’a Önce bölgesel sonrasında global düzeye taşımak gerekir. Havacılık Oluşturan insan Unsurunun İngilizce konusunda yeterli düzeye çıkardıktan sonra Havayolu yer hizmetleri , bakim alanında Bütün branşlarında sektöre kazandırmak gerekir. Pilot , teknisyen gibi insan kaynağı önemlidir.

Bölgesel ve ulusal Havacılıkta, global Otoritelerle,   ( Örneğin.ICAO, 193 üyesi var)  havacılık otoriteler ile koordineli çalışmak gerekir. 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.